10 Temmuz 2014 Perşembe

Kitap Yorumu Çerkes Enişte - Mehmet Bican

Çerkes Enişte
Mehmet Bican
Truva Yayınları
Tür-  Anı-roman
Sayfa Sayısı: 358


İthaf Yazısı: Gerçek olay, kişi ve yaşamlardan esinlenerek kurgulanan bu roman; büyük göçlerin acılarını, terk edilen toprakların yangınını, o yangında yitirdiklerini, vatan hasretini son nefesine kadar yüreğinde taşıyanlara ithaf edilmiştir.

Tarihe merakım vardır. Biyografi kitaplarını da çok severim. Gerçek öykülere dayalı filmler diğerlerinden çok daha fazla dikkatimi çeker. Çerkes Enişte, ithaf yazısı  ve anı-roman türü ile " hmmm okumalıyım" dedirtti hemen bana...

II. Dünya savaşı öncesinde başlayıp,Kurtuluş savaşı yıllarına dönen,  İnönü, Menderes dönemi,6-7 Eylül, ihtilaller 1970'lere kadar uzanan olayların kahramanlarının ağzından anlatılmış savaş yılları insanlarının yaşam savaşları..

Söylenecek sözünüz vardır, bazen kendi adınıza bazen de başkaları için, içinizden bir ses der ki haksızlık oldu, yüreğiniz cız eder, sanki bu kitap o yürek yangınına serpilen bir avuç su gibi. Kararlar alırız hepimiz o kararların sonucuna da katlanırız; iyi ise gururlanırız kötü ise pişmanlık duyarız. Öyle pişmanlıklar  da vardır ki yakar geçer ama yine aynı şeyi yaşasanız yine aynı şeyi yaparsınız, sonra da dönüp Levh-i Mahfuz demekten başka bir şey gelmez elinizden. Çaresizce...

Romanın  uzun bir döneme dair çok sayıda kişilerin farklı mekanlardaki  yaşam öykülerini  bir o kadar olayı,duyguyu derli toplu  anlatan ayrıca sürekli merak dürtüsünü ayakta tutan kurgusunu ise çok beğendim.Yaklaşık 100 yıllık bir zaman dilimini o yılların havasını duyumsayarak yaşıyorsunuz, karakterler, olaylar gözünüzün önünde canlanıyor. Yazarın kendi anılarının capcanlılığı, samimiyeti kitabın sahiciliğine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kitabın adını aldığı Çerkes Enişte'den ilhamla Çerkeslerden bahsetmeden olmaz şimdi. Çocukluğumdan beri annem kendi anneannesinin Çerkes olması ile övünürdü. Gerekçe Çerkes kızlarının güzel, bir o kadar hamarat, bir o kadar da saygılı olmaları idi. Bir de anlatırdı ne kadar dindar olduğunu anneannesinin.Hepimizin; dindarı,dincisi,deisti,ateisti ile bu topraklarda yaşayan herkesin tam içinden veya kıyısından, köşesinden bulaştığı din konusu da doğal akışı içinde kitapta öyle güzel yer alıyor ki tam da bu ülkede yaşandığı gibi.

Arka kapağına sayfa sayfa okuyarak ulaştığım  her kitabın yazarına bir teşekkür ederim içimden. Ama şimdi alenen edeceğim bu teşekkürü. Teşekkürler Mehmet Bican. Beyninize,elinize sağlık.

Ha bir not daha bu kitap iyi bir film senaryosu olur.

Akıl Esnetme - Naci Halıcı, Gülru Halıcı

Akıl Esnetme
Naci Halıcı - Gülru Halıcı
Epsilon Yayınevi
Tür-Popüler Bilim

İTÜ'den arkadaşımız Naci Halıcı'nın kitabının çıktığı haberi dönem arkadaşlarımızdan oluşan yahoo grubumuza mesaj olarak düşmüştü, ne zamandır aklımdaydı. Ekim 2013'teki kitap fuarını Asuman ile gezerken grubun kurucusu, kişisel görüşüm olarak bir iletişim uzmanı olarak gördüğüm arkadaşımız Serdar Sabuncu'ya rastladık, demez mi," dün gelseydiniz Naci kitabını imzaladı, burası bayağı kalabalıktı ". Neyse haberimiz de yoktu, denk de gelemedik ama kitabı da satın aldık merakla.

İlk önce dış görünüşü bayağı şık. Kapak üzerindeki yazılar kabartmalı, hoş duruyor. Hemen şöyle bir sayfaları kenarından hızlıca saydırıyorum, aaaaa içerisi soru dolu. Matematik, mantık, görsel zekaya hitap eden sorular...Böyle bir kitap hayal etmemiştim hiç. Adındaki  "esnetme" kelimesinin anlamı şıp diye oturuyor birden.Sadece bedenimizin değil aklımızın da spora ihtiyacı var! Sorular hemen hepsi ilginç başlıklarla renkli sayfalarda yerlerini almışlar. Bir başlıyorsunuz devam etmeden duramıyorsunuz, iyi de geliyor... Bazılarını kolayca geçebiliyorsunuz, bazılarında bayağı zorlanıyorsunuz.İki bölümden oluşmuş.

 İkinci bölümde daha konulu sorular yer alıyor. Cevabı bulamadınız mı sorun değil, yavru ağzı kenarlıklı sayfalara başvuruyorsunuz. Cevabı bulmam için daha farklı düşünmem gerekiyormuş diyorsunuz.Sorun da tam burada başlıyor zaten. Matematik genellikle zor, özellikle kız öğrencilerin sevemediği bir ders oldu. Cumhuriyet dönemiyle birlikte başlatılan eğitim seferberliği ile matematik hayatımıza giriyor, Falih Rıfkı Atay Çankaya adlı kitabında matematik dersini programa almak için dincilerle nasıl mücadele ettiğini anlatır.Cumhuriyet'ten bu yana da bu konuda çok başarılı olduğumuz söylenemez.Aslında çok zevkli ve eğlenceli bir ders olan matematik neden özellikle kız öğrenciler tarafından daha az sevilir ve daha az ilgi gösterilir?

Oyun Kuramı (Game Theory) ile Nobel Ekonomi ödülünü kazanan meşhur matematikçi şizofrenle mücadelesi ile tanınan  1928 doğumlu John Nash'in hayatının anlatıldığı  Sylvia Nasar'ın  Pulitzer ödüllü "Akıl Oyunları" adlı kitabında ( 4 Oscar ödülü kazanan A Beatiful Mind adlı film  - Başrolde Russel Crowe)   1930'larda  matematik entellektüel toplantılarda şiir gibi eğlenceyi temsil ediyordu deniliyor. Matematik'in günlük hayatta edebiyat dışında başka alanlardaki önemi bir savaşla, II. Dünya Savaşı ile netleşiyor. Nasıl? Akaryakıt istasyonu bulunmayan çölde ilerlemesi gereken tankların benzin ihtiyacını karşılama sorununa çözüm aranırken. Yedek benzin bidonlarını taşıyan aracın kaçıncı kilometrede geri dönüp ne kadar benzin ile tekrar yola çıkması, bu arada ilerlemiş ve benzinini harcamış olan tanklara kaçıncı kilometrede yetişmesi gerektiğini hesaplamak bayağı bir sorun oluyor. Sylvia Nasar "savaşla matematik daha önemsendi" !!! diyor.


Gerçekte çok zevkli ve eğlenceli bir ders olan olan matematik neden sevimsiz algılanır. Öğretiliş biçimi olabilir mi? Matematiği matematik yapan matematikçileri, onların yaşam öyküleri, teker teker çözdükleri problemleri, neden, niçin uğraştıklarının  öğretilmesi gerektiğine inanırım.Taa antik çağlardan Arşimet'ten, Pisagor'dan başlayarak günümüze kadar. Pisagor sadece açı kenar bağıntılarını mı bulmuştu?

 Akıl Esnetme egzersiz kitabını :) ise tavsiye diyorum. Her gün yemeklerden önce birer tane soru ile...